ODTÜ KADAR TAŞ DÜŞSÜN BAŞINIZA
Çok mu ağır beddua ettim. Boş verin bir şey olmaz onlara. Kötüye bir şey olmaz. Bak hemen daha başında geldiniz yola yordama. ODTÜ ağır değil ki. ODTÜ yü tartacak kuyumcu terazisi daha icat edilmedi. ODTÜ demek bilgi demektir. Bilgi evrendeki en hafif maddedir. Madde bile denmez ne ağırlığı vardır ne de kütlesi.
Uçucudur bilgi. Bir bakmışsın tüm öğrendiklerin uçup gitmiş sana kalan sadece anılar. ODTÜ içinde de biz makinacıların farkı vardı. Makinacılar ve diğerleri. ODTÜ de her öğrenciye bilgi yüklemesi yapılır. Her bilgi açıktır açıktadır. Tüm bildiklerini anlatırlar. Makina Mühendisliğinde ise durum biraz farklıdır. Bize bilgi doğrudan verilmez. Bilgiye nasıl ulaşacağımız öğretilir. Hayal etmek öğretilir yaratmak, yaratıcı olmak gösterilir.Biz makinacılara Türkçe sözlüklerde yer almayan "CHALLENGE" öğretilir, "JIDOKA" anlatılır. Biz makinacılar farklı yaklaşırız olaylara kanıtlanana kadar her şey bir teoriden ibarettir. Bilgiler bize verilen değil, bizim arayıp bulduklarımızdır, kanıtlar ortada olan değil en gizli yere saklanandır.
Bugünler bir ODTÜ dür aldı başını gidiyor. Her kafadan bir ses. Bilen bilmeyen konuşuyor. İyi konuşan var saçmalayan var, ağzını bozup tükürükler saçan var. Kabataş yalancısı çıkmış ekrana tabiri yerinde ise salyalarını silmeye vakit bulamadan konuşuyor.
http://haber.sol.org.tr/video/kabatas-yalancisi-hilal-kaplandan-odtululere-tehdit-bedeli-neyse-odetilmeli-140983
Bekir Coşkun elinden geldiğince ODTÜ yü sevimli göstermeye çalışıyor.
http://www.sozcu.com.tr/2015/yazarlar/bekir-coskun/odtu-1019688/
Ahmet Hakan sopayı görünce boyun eğildiği iddia edilen yazar aklınca sorular sormuş bir ODTÜ lü kardeşimizde cevaplamış.
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/455568/ODTU_luden_Ahmet_Hakan_a_7_yanit.html
Üçünde de konu aynı, amaç hedef şaşırtmaca. Neymiş bir gru badem ve sarıklı okula bilgi için gelmemiş, öğrenmek için gelmemiş ibadet edecek yer bulamıyorlarmış.Bu yüzden ibadeti gösteriye dönüştürüp basketbol sahasının ortasında namaz kılarak ibadeti çirkinleştirmişler. Bir grup öğrencide kibarca yaptıklarının hata olduğunu anlatmış. Bu bademlerde bize eziyet ediliyor diye protesto etmişler diğer arkadaşlarını. Bu arada herhangi bir yerlerinde sözle uyarıdan kaynaklı bir yara bere çürük olmadığı için gidip uydurma sağlık raporuda alamamışlar. Olaylar çok ortalık yerde olduğu için boya ve benzeri yanıltmacalarda kullanamamışlar.
Ne var bunda diyeceğiniz olay basına yansımış sosyal medya da bir karşılık bulmuş kendini adam yerine koyma gayreti gibi gösterilmeye çalışılıyor.
Oysa ODTÜ de 2000 kişi kapasiteli cami yanında her biri ortalama 25 kişi kapasiteli 7 si kadın 15 i erkek toplam 22 de mescid varmış. 30 yıl önce 750 kişilik Kütüphanemizle övünürdük. Türkiyenin ve bölgenin en büyük üniversite kütüphanesi diye övünürdük. Hala 750 kişilik kütüphane malesef hala Türkiyenin en büyüğü ama hiç büyümemiş.2500 kişilik ibadethane kapasitesinin yetersizliği protesto edilir olmuş Hem de bir Teknik Üniversitede.
Herkes de buna inanmış. Bu yalan ve sahte konu üzerine bu kadar konuşmak yeter. Gelelim şimdi alta saklanan gerçeğe. Güncel ifade ile kök nedene.
Bu yalan ve sahteden kim fayda sağlayacak.
Konu ibadet değilse nedir.
Kim ne istiyor.
Konu bu kapitalist düzen sürdüğü sürece
Sosyalizm öcü olarak gösterilmeye çalışıldığı sürece
Konu hep PARA olacaktır.
Bugün para nedir, nerededir diye soruyorsanız hala uyanamamışsınız hala kabus için boğuşuyorsunuz demektir.
Para bugün yer demektir, boş toprak demektir.
Üretmeden kazanma sevdasıdır.
Ekmeden biçmeden alın teri akıtmadan zengin olmak demektir.
ODTÜ demek toprak demektir, hem de ANKARA nın en değerli yerinde en kıymetli arazisinde kalan son topraktır.
Konu ne bilgisayardır, ne de ibadet.
Konu paradır. Yolun geçtiği arazideki boş alanlardır.
O alanlar alınır beton rezidanslar yapılır içi boş kalsa da araplara satılır.
Satılacak toprak azaldı ODTÜ kalan son lokmalardan biri.
Demedi demeyin satacak yer kalmayınca bunlar....
Uçucudur bilgi. Bir bakmışsın tüm öğrendiklerin uçup gitmiş sana kalan sadece anılar. ODTÜ içinde de biz makinacıların farkı vardı. Makinacılar ve diğerleri. ODTÜ de her öğrenciye bilgi yüklemesi yapılır. Her bilgi açıktır açıktadır. Tüm bildiklerini anlatırlar. Makina Mühendisliğinde ise durum biraz farklıdır. Bize bilgi doğrudan verilmez. Bilgiye nasıl ulaşacağımız öğretilir. Hayal etmek öğretilir yaratmak, yaratıcı olmak gösterilir.Biz makinacılara Türkçe sözlüklerde yer almayan "CHALLENGE" öğretilir, "JIDOKA" anlatılır. Biz makinacılar farklı yaklaşırız olaylara kanıtlanana kadar her şey bir teoriden ibarettir. Bilgiler bize verilen değil, bizim arayıp bulduklarımızdır, kanıtlar ortada olan değil en gizli yere saklanandır.
Bugünler bir ODTÜ dür aldı başını gidiyor. Her kafadan bir ses. Bilen bilmeyen konuşuyor. İyi konuşan var saçmalayan var, ağzını bozup tükürükler saçan var. Kabataş yalancısı çıkmış ekrana tabiri yerinde ise salyalarını silmeye vakit bulamadan konuşuyor.
http://haber.sol.org.tr/video/kabatas-yalancisi-hilal-kaplandan-odtululere-tehdit-bedeli-neyse-odetilmeli-140983
Bekir Coşkun elinden geldiğince ODTÜ yü sevimli göstermeye çalışıyor.
http://www.sozcu.com.tr/2015/yazarlar/bekir-coskun/odtu-1019688/
Ahmet Hakan sopayı görünce boyun eğildiği iddia edilen yazar aklınca sorular sormuş bir ODTÜ lü kardeşimizde cevaplamış.
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/455568/ODTU_luden_Ahmet_Hakan_a_7_yanit.html
Üçünde de konu aynı, amaç hedef şaşırtmaca. Neymiş bir gru badem ve sarıklı okula bilgi için gelmemiş, öğrenmek için gelmemiş ibadet edecek yer bulamıyorlarmış.Bu yüzden ibadeti gösteriye dönüştürüp basketbol sahasının ortasında namaz kılarak ibadeti çirkinleştirmişler. Bir grup öğrencide kibarca yaptıklarının hata olduğunu anlatmış. Bu bademlerde bize eziyet ediliyor diye protesto etmişler diğer arkadaşlarını. Bu arada herhangi bir yerlerinde sözle uyarıdan kaynaklı bir yara bere çürük olmadığı için gidip uydurma sağlık raporuda alamamışlar. Olaylar çok ortalık yerde olduğu için boya ve benzeri yanıltmacalarda kullanamamışlar.
Ne var bunda diyeceğiniz olay basına yansımış sosyal medya da bir karşılık bulmuş kendini adam yerine koyma gayreti gibi gösterilmeye çalışılıyor.
Oysa ODTÜ de 2000 kişi kapasiteli cami yanında her biri ortalama 25 kişi kapasiteli 7 si kadın 15 i erkek toplam 22 de mescid varmış. 30 yıl önce 750 kişilik Kütüphanemizle övünürdük. Türkiyenin ve bölgenin en büyük üniversite kütüphanesi diye övünürdük. Hala 750 kişilik kütüphane malesef hala Türkiyenin en büyüğü ama hiç büyümemiş.2500 kişilik ibadethane kapasitesinin yetersizliği protesto edilir olmuş Hem de bir Teknik Üniversitede.
Herkes de buna inanmış. Bu yalan ve sahte konu üzerine bu kadar konuşmak yeter. Gelelim şimdi alta saklanan gerçeğe. Güncel ifade ile kök nedene.
Bu yalan ve sahteden kim fayda sağlayacak.
Konu ibadet değilse nedir.
Kim ne istiyor.
Konu bu kapitalist düzen sürdüğü sürece
Sosyalizm öcü olarak gösterilmeye çalışıldığı sürece
Konu hep PARA olacaktır.
Bugün para nedir, nerededir diye soruyorsanız hala uyanamamışsınız hala kabus için boğuşuyorsunuz demektir.
Para bugün yer demektir, boş toprak demektir.
Üretmeden kazanma sevdasıdır.
Ekmeden biçmeden alın teri akıtmadan zengin olmak demektir.
ODTÜ demek toprak demektir, hem de ANKARA nın en değerli yerinde en kıymetli arazisinde kalan son topraktır.
Konu ne bilgisayardır, ne de ibadet.
Konu paradır. Yolun geçtiği arazideki boş alanlardır.
O alanlar alınır beton rezidanslar yapılır içi boş kalsa da araplara satılır.
Satılacak toprak azaldı ODTÜ kalan son lokmalardan biri.
Demedi demeyin satacak yer kalmayınca bunlar....
Yorumlar
Yorum Gönder