GÜLÜMSETEN YAZLAR

İlkokul üçüncü sınıfın son günü idi.
Karnelerimizi almıştık.
Okulun önünden geçen dolmuşa el kaldırdım.
Heykel - Gençosman dolmuşu idi.
Arka kapıyı açıp bindim.
Gülüştüler dolmuştakiler.
50 Kuruş uzattım şöföre doğru alırmısınız diyerek.
Yine gülüştüler.
30 kuruş para üstünü alıp önlüğümün cebine koydum.
Şöför aynadan bakarak, hayırdır nereye diye sordu.
Karnemi aldım babamla dedeme göstermeye dükkana gidiyorum. Bu yaz dükkanda çalışacağım dedim.
Yine gülüştüler.
Önde oturan teyze karnen nasıl diye sorunca birazda utanarak hepsi beş dedim.
Dükkanın önüne geldiğimizde sağda inebilimiyim dedim.
Gülüştüler, indim.
Yalova Yolunun girişinde dükkan.
Daha yolu ucube gibi bizim dükkanın üstünden geçirmemişlerdi.
Öne 4 otobüs içeriye 4 otobüs alınırdı.
Karoserci idi hem dedem hem de babam
Otobüslerin arasından geçip içeriye girdim.
Babam bir otobüsün yan sacını çekiyordu.
Dedem ise bir başka otobüsün dolap kapağını ayarlıyordu.
Babaaaaa karnemin hepsi beşşşş diye bağırdığım da
İlk tepki dedemden geldi.
Sen kiminle beraber geldin diye
Dolmuşa binip kendim geldim der demez
Babam elinde ki işi bırakıp bana kızgın kızgın gelmeye başlayınca
Önde ben arkada dedem ve babam kovalamaca oynamaya başladık
En sonunda bir otobüsün altında beni sıkıştırdıklarında
Çalışanların kahkahaları geldi kulağıma.
Sonra babam aldı beni dizine
Bak oğlum dedi yaşın tek başına dolmuşa binip gelecek kadar büyük değil
Senin için tehlikeli, sapıklar olabilir.
Baba dedim peki bana neden güldüler
Küçüksün diye oğlum, küçük olmana rağmen cesaretin nedeniyle güldüler
Ben çalışıp para kazanmak istiyorum dediğimde bu sefer babam güldü...
Her sabah benimle gelir akşam dönersin dedi.
O yaz hemen hergün dükkana gittim.
Çıraklık yaptım.
Yine de kendimi para kazanmış gibi hissetmedim.
İki yaz sonra benim çalışma isteğimi gören dedem bu sefer benden erken davrandı.
Belediye Encümeninden arkadaşı Süleyman Amca nın Kapalı Çarşıda altlı üstlü 2 dükkanı vardı.
Alt dükkan antikacı idi.
Üst dükkan ise iç çamaşırı satardı.
Dedem Süleyman Amcanın dükkanında çalışacaksın dediğinde
Evdeki herkes güldü
Sabah dedenle beraber çıktım evde o dükkana ben Kapalı çarşıya doğru yönlendik.
/ yoktu ben gittiğimde o gün öğrendim çarşıda dükkanların 9 da açıldığını
Müşterilerin ise 10 gibi gelmeye başladığını
Beni gören Süleyman amca güldü
Başımı okşayıp yarın 9 da gel olur mu dedi.
İçerisini süpürdüm. Bizim dükkandan sonra burası küçücük gelmişti.
Gün içinde dinlenmek için boşluklarda alt kata inen çarşı içindeki merdivenlerin demirlerine dayanırdık.
Süleyman amcanın oğlu ile beraber.
Müşteri geldi mi koşturarak içeriye.
Ben tam külotları düzenlerken sutyen istiyorum dedi bir hanım.
Kaç beden?
Elleri ile göğüslerini alttan destekleyip bunları taşıyabilecek beden olsun dedi
Dükkandaki herkes bastı kahkahayı.
Dayanamayıp az kalsın diyecektim az bekleyin size alt katta antika dükkanından birşey bulmaya çalışayım...
Cumartesi akşamı ilk haftayı bitirmek üzereydim
Süleyman amca seslendi Okan gel biraz.
Gülümseyerek uzattın elini
Avucunda ilk haftalığım
İlk kez para kazanmıştım
Gülüyordum
Gülümsüyordum.
Gidebilirmiyim diye sorup onayı alır almaz koşarak ayrıldım yanından
Bir solukta çarşının öbür ucunda ki bir başka dükkanda aldım soluğu.
Önünde Zagor resmi olan tişörtü alıp hediye paketi yaptırdım.
İlk haftalığımla ilk kazandığım para ile dayımın altı aylık oğlu Levent e 3 yaş tişörtü almıştım
Evde bütün aile güldük.
........
 22/01/2012

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

JIDOKA ÖĞRETİSİ 1

MAKİNE PLANLAMA

TELDEN ARABA