KADININ ADI

Kiraz.
23 yıla 100 yılı sığdırmış gibi hissediyordu.  Gözü sol elindeki derin ize takıldı. 12 yaşında Babaannesinden zorla alınıp götürüldüğü yetiştirme kampında oluşmuştu bu iz. Bir film şeridi gibi geçti gözlerinin önünden.
Babaannesi saklanmasını söylemişti telaşla, "Saklan kimse seni bulamasın çabuk çabuk geldiler..."
Son iki yıldır her gün bu oyunu oynuyorlardı. Yine oyun sandı Kiraz. Canı o gün saklanmak istemiyordu. Babaannesinin o telaşını dahi anlayamamıştı.
Biran Babaannesini yerde gördü. Üstüne basarak geldiler yanına. Ne olduğunu daha anlayamadan Kiraz'ın koluna yapıştı birisi. "Bizden saklayabileceğini sanıyor" diye söylendi bileğin dövme olan polis. Sürüklercesine götürdüler kirazı.
Üç gün boyunca ağlamıştı.
Kaçmaya çalıştığı için elinde o yara oluşmuştu. DÇTK dan kaçmanın imkansız olduğunu söylüyorlardı hep. İlk kaçma girişimini yaptığında onu yakalayan görevli ucube elini tutup bileğine kadar kaynayan suyun içine sokmuştu. Tekrar yapmasın diye... O sanki babaannesinde koparıldığında göz yaşı döken kız değildi. Tek bir damla göz yaşı akmamış nefret dolu gözler ile ucubeye bakmıştı. Radyasyondan eğilmiş büğrülmüş yüzüne seni beter edeceğim dercesine bakmıştı. Kıskanç ucube zaten bu yaptığının cezasını hemen çekmişti. Çünkü DÇTK daki çocukların dokunulmazlıkları vardı.
Onlar yeryüzünde kalan son saf insanlardı. Bozulmamış ve saf kalmışlardı. Doğruma yetenekleri vardır.
Genetik olarak gelecek nesli onlar yaratacaklardı. Babaannesi tam 2 yıl başarı ile saklamış ve kaçırmıştı Kiraz'ı Annesi ve babası onu korumaya çalışırken öldürülmüşlerdi.Asya ve Avrupa kıtasında sadece 3 tane Damızlık Çocuk Toplama Kampı (DÇTK) vardı. Kiraz'ın götürüldüğü kamp iki kıtayı birleştiren boğazlara yakın bir yerdeydi. Kızlar ve erkekler ayrı ayrı bölmelerde tutuluyorlardı. Adet gören kızlar gruptan hemen uzaklaştırılıyor ve farklı bir bölüme götürülüyorlardı.
Kızların başında erkek gardiyanlar, erkek çocuklarını başında ise kadın gardiyanlar vardı.
Kiraz ın göz kapakları günün yorgunluğuna daha fazla dayanamadı. Yavaş yavaş kapandı. Uyumak istemese de günlerdir kısa süreli uykular ile idare etse de bu mağara ona biraz olsun güven vermişti.
Girişe kurduğu tuzaklar en azından büyük gürültü kopartacak cinstendi.
yakın çevrede bulduğu metalleri birbirlerine sürte sürte sivrileştirmişti. Suyla çamur haline getirdiği mağaranın girişindeki toprağa özenle yerleştirmişti.
Hafif bir esintinin dışında hiç ses yoktu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

JIDOKA ÖĞRETİSİ 1

MAKİNE PLANLAMA

TELDEN ARABA