JIDOKA ÖĞRETİSİ 2

JIDOKA anlatmaya sınıf ile başladık. Sınıf tanımını da HEGEL felsefesine dayandırdık. Bir yerde Alman disiplini olarak gördüğümüz imrenerek baktığımız olay da bu değil mi? Yıllarca mühendisleri yöneticileri üretim içinde bu disiplinde çıkartmadılar mı? Başarıya giden yol bunu iyi kavramaktan geçer.
SINIF ın öneminden bahsederken üretim organizasyonunun içinde tüm çalışanlar tek bir sınıfın sınıf tanımının içindedir, bunların arasındaki ilişkiler açık, adil ve basit olmalıdır diye de vurguladık. Bu yazımızda sınıfın içindeki birey den bahsedeceğiz.
HEGEL'in birey yani insan görüşü "Akıl, Tabiatın işleyişi ve Ruh" üçgenin de oluşmuştur. Burada Aklı tanrının aklı olarak görmüş, tabiatın işleyişini doğanın doğal dengesine bırakmış özellikle ruh ve insan bağlantısına önem vermiştir. Bunu her ne kadar inandığı dinin sınırları çerçevesinde yapmış olsa da KANT'tan beri süre gelen sorgulayan insanın gelişmesi olarak görmüştür.
Hegel'e göre bitkisel ruh, aracısız olan tabiatın ruhudur. Doğum ile insana verilir. Özdeşlik ruhu, çocukluk ve ergenlik döneminde yetiştiği çevre, aile, toplumsal yapı, gelenekler, görenekler, cinsiyet ve din ile oluşan benzer tabanlı düşünce ve hareketleri getirir. Siz bir çobanın oğlundan istisnai olarak Nobel alabilecek kadar başarılı bir bilim adamı yetiştirebilirsiniz ama yönetici, sınıf içerisinde liderlik yapacak birini ortaya çıkaramazsınız. Özdeşlik ruhu bu açıdan son derece önemlidir.
Üçüncü ve son evre olan Öznel ruh, duyum, algı, hafıza, hatırlama, hayal gücü, anlama gibi olaylar ile olgunlaşır. Bu noktadan sonra ise çalışma hayatı başlar ve "NESNEL ruha" geçiş olur.
Bizler nesnel ruha geçmiş olan insandan tez, antitez ve sentez üçlemesini tamamlamış "MUTLAK ruha" geçmiş insanın davranışlarını bekleyemeyiz.
HEGEL'in Tanrı ile insan ilişkisine çok yoğunlaşmamak gerekse de okuyup altını iyi çizmemiz gerekmektedir. KANT insan için kendi varlığını bilemeyeceğini söylerken, HEGEL insan gelişiminin "mutlak varlığı" öğrenebileceğine kadar süreceğini söyler.
HEGEL' de ruh mutlak surette ilk ilkedir. Ruhun özü hürriyettir. İnsan ruhunu ve bilgisini eş tutar. HEGEL' in nazarında ruh bilgidir. HEGEL felsefesinin devrimci niteliği insan düşüncesinin ve eyleminin bütün sonuçlarının son ve kesin olma niteliğine son vermesidir. Daha sonraki paylaşımlarımız da değineceğimiz KAIZEN (sürekli gelişim) devinimine vurgu yapılmaktadır. Bilgi ve gelişim son bulmamaktadır. Çalışma hayatında mutlak ruha geçiş yoktur. Dönüşüm ve değişim kelimeleri o yüzden tehlikelidir. Dönüşüm ve değişim için "MUTLAK Ruha" geçiş tamamlanmalıdır.
Bu nokta da dünya sınıfının içinde kendini bir birey olarak tanımlayan MACHIAVELLI' nin görüşü önem taşımaktadır. MACHIAVELLI der ki; "Devlet (Şirketler) gücünü dinden (kültürden) değil ulustan (çalışanlarından), törebilimden (talimatlar) değil pratikten almalıdır." Bize insan gözü ile bakmayı ve  teorinin yerine akılla deneyi koymamız gerektiğini anlatıyor.
Sınıfı ve sınıfı oluşturan bireyleri iyi tanımlamadan o bireylerin otonomasyonunu anlatmak gerçek anlamda imkansızdır. Yöneticiler şunu unutmamalıdırlar, geldikleri kariyer yada nokta itibari ile "MUTLAK Ruha" geçişi tamamlamamışlardır. Aksine bilginin önünde daha fazla eğilmelilerdir. Başını önüne eğmek erdemdir. Yönetici de çalışanda aynı sınıfın bireyleridir. JIDOKA da bu bireyler arasındaki ilişki düzenlenmeden gerçekleştirilemez. JIDOKA'yı en saf hali ile "DUR, ÇAĞIR, BEKLE" noktasında anlayabilmemiz için Bundan sonra sırasıyla;
1) Yönetici - çalışan ilişkisi
2) Yönetimin ilkesi - ADALET
3) Çalışanın erdemi - İTAAT
başlıkları altında anlatmaya devam edeceğim...


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

JIDOKA ÖĞRETİSİ 1

MAKİNE PLANLAMA

TELDEN ARABA